İsim anlamları – Ş
ŞEHRİ: (Fars.). 1. Şehirli. 2. Nazik, terbiyeli. 3. Aya ait, aylık. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEHRİBAN: (Fars.) Er. – Şehrin büyüğü, ileri geleni.
ŞEHRİNAZ: (Fars.) Ka. – Türk müziğinin en eski makamlarından.
ŞEHRİYAR: (Fars.). – Padişah, hükümdar. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEHRUD: (Fars.) Er. – Büyük çay, nehir.
ŞEHZAT: (Fars.) Er. – (bkz. Şahzat).
ŞEKİB: (Fars.) Er. – Sabır, tahammüllü, dayanıklı. – Türk dil kuralına göre “b/p” olarak kullanılır.
ŞEKİBE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şekib).
SEKİME: (Ar.) Ka. – Dayanıklılık, dayanma, karşı koyma.
ŞEKÛR: (Ar.) Er. – Şükreden, şükredici. Allah’ın isimlerinden, (bkz. Abdüşşekûr).
ŞEKÛRE: (Ar.) Ka. – Çok şükreden, şükredici, değer bilen.
ŞELALE: (Ar.) Ka. – Büyük bir akarsuyun yüksekten düşmesiyle meydana gelen büyük çağlayan, çavlan.
ŞEMAİL: (Ar.) Er. 1. Huylar, davranışlar, alışkılar. 2. Bir kimsenin dış görünüşünün özellikleri.
ŞEMDİN: (Ar.) Er. – Dinin mumu, dinin aydınlığı.
ŞEMİ: (Ar.) Er. 1. Mumla, ışıkla ilgili, ışıklı. 2. Mum yapan ya da satan kimse.
ŞEMİM: (Ar.) Er. – Güzel kokan, güzel kokulu, güzel koku.
ŞEMİME: (Ar.) Ka. – Güzel kokulu şey.
ŞEMİNUR: (Ar.) Ka. – Mum ışığı, mum aydınlığı.
ŞEMS: (Ar.) Er. – Güneş.
ŞEMSEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır (Şemsettin).
ŞEMSİ: (Ar.) Er. – Güneşe ait, güneşle ilgili.
ŞEMSİFER: (a.f.i.) Güneşin aydınlığı, parlaklığı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEMSİNİSA: (f.a.i.) Ka. – Kadınların güneşi. Güneş gibi kadın.
ŞEMSİNUR: (Ar.) Ka. – Güneşin ışığı, nuru.
ŞEMSPARE: (a.f.i.)- – Güneş parçası. Çok parlak. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEN: (Fars.) Ka. – Neşeli, sevinçli. -Daha çok iki isimlerde kullanılır. Şener, Şenol.
ŞENAL: (f.t.i.) Er. – (bkz. Şen).
ŞENALP: (f.t.i.) Er. – Neşeli, canlı yiğit.
ŞENALTAN: (f.t.i.) Er. – (bkz. Altan).
ŞENBAY: (f.t.i.) Er. – Neşeli, sevinçli, mutlu, varlıklı kimse.
ŞENCAN: (f.t.i) – Canlı, neşeli, hareketli yapısı olan kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENDOĞAN: (f.t.i.) – Sevinçli, neşeli ol. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENDUR: (f.t.i.) Er. – Neşeli, sevinçli olması devam etti, sürdü.
ŞENEL: (f.t.i.) Er. – Şen ve mutlu ev. Bölge, il.
ŞENER: (f.t.i.) – Mutlu, neşeli kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENGİL: (f.t.i.) Er. – İyi yürekli, hoş sohbet kimse.
ŞENGÜL: (f.t.i.) Ka. – Gülün en güzel hali.
ŞENGÜN: (f.t.i.) Ka. – Sevinçli, ferah gün.
ŞENAY: (f.t.i.) Ka. – Ayın parlaklığı, güzelliği.
ŞENİZ: (Fars.). – Sevinçli, mutlu iz, hatıra. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENKAL: (f.t.i.). – Her zaman neşeli kal. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENNUR: (f.a.i.) – Neşeli ve nurlu insan. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞENOL: (f.t.i.) Ka. – Şen ve mutlu ol. – (bkz. Şenel).
ŞENSAL: (f.t.i.) Er. – Neşeni çevrene yay, herkes neşelensin.
ŞENSOY: (f.t.i.) Er. – Neşeli soydan gelen kimse.
ŞENTÜRK: (f.t.i.) Er. – Neşeli, canlı, mutlu türk.
ŞENYAŞAR: (f.t.i.) Er. – Yaşamı, neşeli mutlu geçen kimse.
ŞENYURT: (f.t.i.) Er. – Neşeli, mutlu insanların yurdu; ülkesinde yaşayan.
ŞERAFEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin şereflisi, büyüğü. – Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.
ŞERAFET: (Ar.) Er. – Şerefli olma hali. Soydanlık, asalet. Hz. Muhammed (s.a.s)’in soyundan olma.
ŞERARE: (Ar.) Ka. – Kıvılcım.
ŞEREF: (Ar.) Er. 1. Yücelik, ululuk, izzet, seçkinlik. İyi ahlak ve faziletler sonucu meydana gelen manevi yücelik. 2. İyi ün. İftihar edilecek şey.
ŞEREFHAN: (a.t.i.) Er. – Büyük, yüce hükümdar.
ŞEREFNAZ: (a.f.i.) Ka. – Çok nazlı.
ŞEREN: (Tür.) Er. – Tezcanlı, çevik.
ŞERİF: (Ar.) Er. – Şerefli, kutsal. Soylu temiz.
ŞERİFE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şerif).
ŞERMENDE: (Fars.) Ka. – Utangaç, çok utanan, mahcup.
ŞERMİN: (Fars.) Ka. – Utangaç, mahcup.
ŞETARET: (Ar.) Ka. – Neşe, sevinç, şenlik.
ŞEVKET: (Ar.) Er. – Azamet, büyüklük, ululuk, debdebe, haşmet.
ŞEVKİ: (Ar.) Er. – Şevkle ilgili, şevke ait, neşeli.
ŞEVKİDİL: (a.f.i..) Ka. – Gönül neşesi, gönül sevinci.
ŞEVKİYE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şevki).
ŞEVVAL: (Ar.). – Hicri takvime göre yılın 10. ayı, ilk üç günü şeker bayramıdır. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞEYBAN: (Ar.) Er. – Saçlarına ak düşmüş yaşlı kimse. Moğol hükümdarlarından birisi.
ŞEYBE: (Ar.) Ka. – (bkz. Şeyban).
ŞEYDA: (Fars.) Ka. – Aşk çılgını, çok tutkun, aşık.
ŞEYDAGÜL: (Fars.) Ka. – (bkz. Şeyda).
ŞEYDANUR: (f.a.i.) Ka. – (bkz. Şeyda).
ŞEYH: (Ar.) Er. 1. Yaşlı adam, ihtiyar. 2. Kabile ve aşiret reisi. 3. Bir sahada üst seviyeye gelmiş, otorite. 4. Tekke ve zaviye reisi.
ŞEYMA: (Ar.) 1. Bedeninde ben veya benzer bir izi olanlar. 2. Hz. Peygamber’in süt kardeşi.
ŞEZA: (Ar.) Ka. – Kokulu şeylerin kokusu.
ŞEZERÂT: (Ar.) Ka. – İşlenmeden maddenin içinde toplanan altın parçaları. Süs olarak kullanılan inci ve altın taneleri.
ŞEZRE: (Ar.) Er. – İşlenmemiş ham altın. Süs için asılan inci ve altın.
ŞİDE: (Fars.) Er. – Parlak, ışıklı, güneş.
ŞİFA: (Ar.) Ka. – İyi olma, kurtulma.
ŞİHAB: (Ar.) Er. 1. Kıvılcım. Akan yıldız. 2. Cesur, yürekli.
ŞİHBAN: (Ar.) Ka. 1. Kıvılcımlar. 2. Akan yıldızlar.
ŞİHABEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin parlak yıldızı.
ŞİMŞEK: (Tür.) Er. 1. Yağmurlu havada, buluttan buluta ya da yere elektrik boşalırken oluşan, geçici ve şiddetli elektrik akımı. 2. Canlı, hızlı, coşkulu, hareketli kimse.
ŞİMŞEKER: (Tür.) Er. – Çok hareketli, canlı, hızlı kimse.
ŞİMŞEKHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Şimşekkan).
ŞİMŞEKKAN: (Tür.) Er. – Hareketli, canlı soydan gelme.
ŞİNAS: (Fars.) Er. – Anlayan, tanıyan, bilen.
ŞİNASİ: (Fars.) Er. 1. Tanımaya, anlamaya özgü, tanımak, bilmekle ilgili. 2. Tanzimat döneminin ünlü şairi ve gazetecisi.
ŞİNAVER: (Fars.) Er. – Suda yüzen, yüzücü.
ŞİNİD: (Fars.) Er. – İşitme, semi.
ŞİRAZ: (Fars.) Er. – Türk müziğinde eski bir makam.
ŞİRAZE: (Fars.) Ka. 1. Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları muntazam tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit. 2. Pehlivan kispetinin parçası. 3. Esas, düzen, nizam.
ŞİRİN: (Fars.) Ka. – Sevimli, cana yakın.
ŞİRVAN: (Fars.) Er. 1. İran’da bir kent adı. 2. Aslan barınağı.
ŞİRZAT: (a.f.i.) Er. – Aslan gibi güçlü, kişilikli kimse.
ŞİVE: (Fars.) Ka. – Naz, eda.
ŞİVEKAR: (Fars.) Ka. – Nazlı, edalı, işveli.
ŞÖHRET: (Ar.) Ka. – Şöhretli, ünlü, şöhreti ağızlarda dolaşan.
ŞÖLEN: (Tür.). – En üst idareci tarafından bütün halka verilen, dini ve içtimai fonksiyonları olan yemek, ziyafet. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞÜLE: (Ar.) Ka. – Alev, yalım. Alevli ateş.
ŞÜCA: (Ar.) Er. 1. Cesaretli, cesur, yiğit. 2. Aslan ve yengeç arasında yıldız kümesi.
ŞÜCEYNE: (Ar.) Ka. – Ağaçcık, nihal.
ŞÜKRAN: (Ar.). – İyilik bilme, gönül borcu, minnettarlık. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
ŞÜKRİYE: (Ar.) Ka. – İyilik bilme, minnettarlıkla ilgili, iyilik bilen.
ŞÜKRÜ: (Ar.) Er. – Şükretme, minnettarlıkla ilgili.
ŞÜKUFE: (Fars.) Ka. – Çiçek. Süslemede çiçek motiflerine dayanan bir tarz.