İsim anlamları – B
BEREKET: (Ar.) Ka. 1. Bolluk. 2. Meymenet, saadet, mutluluk, Allah vergisi.
BEREN: (Tür.) Er. – Güçlü, kuvvetli, akıllı.
BERFİN: (Fars.) Ka. 1. Kardan yapılmış. 2. Tertemiz, kar gibi beyaz.
BERGİN: (Tür.) Er. – (bkz. Berkin).
BERGÜZAR: (Fars.) Ka. – Hediye, hatıra, andaç.
BERGÜZİN: (Fars.) Ka. – Seçkin, beğenilmiş makbul.
BERHUZ: (Fars.) Er. – Dağarcık, torba.
BERİ: (Ar.) Er. 1. Salim, kurtulmuş. 2. Temiz, Arınmış.
BERİA: (Ar.) Ka. – Olgunluk ve güzelliğiyle akranlarından üstün olan sevgili.
BERİD: (Ar.) Er. 1. Haberci. 2. Eskiden müslüman devletlerde posta ve haber alma örgütünün adı.
BERİN: (Fars.) Er. 1. En yüksek, çok yüce. 2. Soylu.
BERİRE: (Ar.) Ka. – İnam ve ihsan sahibi. Saliha ve vazifesini yapan hanım.
BERK: (Tür.) Er. 1. Sağlam, kuvvetli. 2. Katı, sert. Şiddetli. 3. Hızlı. 4. Orman. 3. Arı, şimşek, yaprak.
BERKA: (Ar.). – Kuzey Afrika’da eski bir şehir. – Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
BERKAN: (Ar.) Er. 1. Şakıma, parıldama. 2. Kıvırcık tüylü kuzu postu kürkü.
BERKANT: (Tür.) Er. – Güçlü, bozulmaz, yemin.
BERKAY: (Tür.) Er. – (bkz. Berk).
BERKE: (Tür.) Er. 1. Kama. 2. Altınordu hükümdarı. Cengiz Han’ın torunu ve Cuci’nin 3. oğludur.
BERKEL: (Tür.) Er. – güçlü el.
BERKER: (Tür.) Er. – Güçlü, sağlam kişilikli.
BERKİ: (Tür.) Er. – Şimşek gibi parlak.
BERKİN: (Tür.) Er. – Sağlam güçlü kuvvetli.
BERKKAN: (Tür.) Er. – Güçlü soydan gelen.
BERKMAN: (Tür.) Er. – Güçlü, sağlam, kişilikli.
BERKSAN: (Tür.) Er. – Güçlü tanınan kimse.
BERKSOY: (Tür.) Er. – (bkz. Berksan).
BERKSU: (Tür.) Er. – Soğuk ve keskin su.
BERKÜN: (Tür.) Er. – Sağlam, güçlü tanınmış.
BERK YARUK: (Tür.) Er. – Selçuklu Sultanı. (Öl. 1104). Melikşah’ın oğlu.
BERMAL: (Fars.) Ka. – Dağ tepesi, doruk. – (bkz. Şahika, zirve).
BERNA: (Fars.) – Genç delikanlı, yiğit. – Kadın ve erkek için kullanılır.
BERRA: (Ar.). – Doğru sözlü, hayır işleyen kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BERRAK: (Ar.) Ka. 1. Duru, saf, bulanık olmayan, nurlu. 2. Şimşek, parıltı. 3. Kulağa hoş gelen ses.
BERRAKA: (Ar.) Ka. – Aydınlık görünüşlü güzel kadın.
BERRAN: (Fars.) Ka. – Kesen, kesici, keskin.
BERRİN: (Fars.) Ka. – Yüksek yüce.
BERŞAN: (Fars.) Ka. – Ümmet. Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse.
BERŞE: (Tür.) Ka. – Hep, bütün, çok.
BERTER: (Fars.) Er. – Üstün, yüksek nitelikli, değerli.
BERZALİ: (Ar.) Er. – Ebu’l-Kasım b. Muhammed. – Arap tarihçilerinden-dir.
BERZEN: (Fars.). – Yöre, mahalle, yol. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BESALET: (Ar.). – Korkusuzluk, yüreklilik. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BESAMET: (Ar.) Ka. – Güleryüzlülük, şenlik.
BESİM: (Ar.) Er. – Güleryüzlü, güleç adam.
BESİME: (Ar.) Ka. – (bkz. Besim).
BESTE: (Fars.) Ka. 1. Kapalı, bağlı, bitiştirilmiş bağlanmış. 2. Müzikte, şarkının makam ve ahengi.
BEŞUŞ: (Ar.) Ka. 1. Okşadıkça süt veren deve. 2. Araplarca çok meşhur ve meş’um bir kadın.
BEŞAREDDİN: (Ar.) Er. – Dinin müjdesi. Türk dil kuralına göre “d/t” olarak kullanılır.
BEŞARET: (Ar.) Ka. 1. Müjde, muştu, iyi haber. 2. Güler yüzlülük, gülümseme.
BEŞİR: (Ar.) Er. 1. Müjde getiren müjdeci. 2. Güleryüzlü güleç adam. Kur’ani bir kavramdır. İnsanlara Allah’ın emir ve nimetlerini, cennet ve mükafatı haber veren peygamberler ve Kur’an için kullanılmıştır.
BEŞİRE: (Ar.) Ka. 1. Müjde getiren, müjdeci. 2. Güleryüzlü, güleç hanım
BETİK: (Tür.) Er. – Yazılı olan şey, yazılmış yapıt.
BETİM: (Tür.). 1. Bir nesnenin kendine özgü belirtilerini tam ve açık bir biçimde, söz ya da yazıyla anlatma, tasvir. 2. Herhangi bir şeyin resmi ya da heykeli.
BETÜL: (Ar.) Ka. 1. Bakire. 2. Erkekten çekinen, erkeklere yaklaşmayan namuslu kadın. 3. Ayrı kök salan fidan. 4. Hz. Meryem’in lakabı. 5. Hz. Muhammed (s.a.s)’in kızı Hz. Fatıma’nın lakabı.
BETÜLAY: – (bkz. Betül).
BEYAN: (Ar.). 1. Bildirme, söyleme, açıklama. 2. Belagat ilimlerinden ikincisi. 3. Belli apaçık. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BEYATİ: (Ar.) Er. 1. Gece uyuma, gece iş görme, geceyi işiyle geçirme. 2. Türk müziğinin en eski makamlarından olup, hala kullanılmakta olan bir makamdır.
BEYAZ: (Ar.) Ka. 1. Ak, en açık renk. 2. Aydınlık. 3. Deri rengine göre bir insan ırkı. 4. Yumurta akı. -Mahalli yerlerde kadın adı olarak kullanılmakladır.
BEYAZIT: (Ar.) Er. – Ebu Yezid, Yezid’in babası, kısaltılmıştır. – Arapça’dan Türkçeleşmiş.
BEYBOLAT: (Tür.) Er. – Çelik gibi güçlü, saygın kimse.
BEYBARS: (Tür.) Er. – (bkz. Baybars).
BEYCAN: (Tür.) Er. – (bkz. Beybolat).
BEYDA: (Ar.) Ka. 1. Tehlikeli yer. 2. Sahra, çöl. 3. Mekke ile Medine arasında düz bir yer.
BEYHAK: (Ar.) Er. – Horasan’ın Nişabur eyaletinde bir bölge.
BEYHAKİ: (Ar.) Er. – el-Beyhaki: Arap müellifi olup muhaddis ve Şafii fakihlerindendir.
BEYHAN: (Tür.) Ka. – Hükümdarların üstünü. Seçkin han. Beyhan Sultan: Mustafa III. kızı.
BEYKAL: (Tür.) Er. – (bkz. Beycan).
BEYKAN: (Tür.) Er. – (bkz. Beycan).
BEYREK: (Tür.) Er. 1. Çok nazik, efendi, bey. 2. Hüzünlü.
BEYSAN: (Tür.) Er. – (bkz. Beycan).
BEYSUN: (Tür.) Ka. – Nazik insan.
BEYTİYE: (Ar.) Ka. – Eve ait, evle ilgili.
BEYTÖRE: (Tür.) Er. – Baş adet, adetleri yerine getiren.
BEYZA: (Ar.) Ka. 1. Daha ak, çok beyaz. 2. Günahtan kaçınmış. Günahla kirlenmemiş.
BEYZADE: (Tür.) Er. 1. Beyoğlu. 2. Soylu kimse. – Farsça’dan birleşik isim olarak Türkçeleştirilmiştir.
BEYZAVİ: (Ar.) Er. – Beyzavi (Abdullah b. Ömer). İran’da yaşamış Tefsir ve Kelam alimi. Şafii mezhebindendir. Tefsirin yanında fıkıh usulü, kelam ve irab hakkında eserler vermiştir.
BEZEN: (Tür.) Ka. – Süs, benek, zinet.
BEZMİ ALEM: (Ar.) Ka. – Dünya meclisi, sohbet toplantısı. Bezm-i Alem Sultan. Sultan Abdülmecid’in annesi.
BİCAN: (Fars.) Er. 1. Cansız, ruhsuz. 2. Canını esirgemeyen, şehit.
BİDAYET: (Ar.) Ka. – Başlama, başlangıç.
BİDİL: (Tür.) Er. – Hindistan’da yerleşmiş Farsça yazan büyük Türk şairi.
BİGE: (Tür.) Ka. – Evlenmemiş, çouğu olmamış.
BİHRUZ: (Fars.) Ka. – İyi gün, güzel gün anlamında. Bihruze Hatun: Şah İsmail’in zevcesi. Çaldıran’da yenilip her şeyini bırakan Şah İsmail’in zevcesi.
BİHTER: (Fars.) Ka. – Pek iyi, daha iyi.
BİHTERİN: (Fars.) Ka. – En iyi, pek iyi.
BİKE: (Tür.). – Benzersiz, eşsiz. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLAD: (Ar.) Er. – Şehirler bölge, eyalet, memleket isimlerini ifade için terkiplerde kullanılır.
BİLAL: (Ar.) Er. – Su gibi ıslatan, ıslatış, ıslaklık. Bilal b. Raba: İslamın ilk müezzini, Habeş asıllı olup İslamı köle olarak ilk kabul edenlerden birisidir.
BİLAN: (Tür.) Er. – Süslü ve işlemeli kılıç kemeri.
BİLAY: (Tür.). – Ay gibi asil ol. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLDAR: (Fars.) Er. 1. Bel, belleyen, yer kıran, kürek çeken. 2. İstihkam neferi.
BİLEK: (Tür.) Er. – Güç, kuvvet.
BİLEN: (Tür.) Er. – Bilgili, görgülü, anlayışlı. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLGE: (Tür.). – Bilgili, iyi geniş, derin, bilgi sahibi kimse. – Kadın ve erkek adı olarak kullanılır.
BİLGEALP: – (bkz. Bilge).
BİLGEHAN: (Tür.) Er. – Göktürk hakanı (683-734). Babası Kutluğ İlteriş Han’dır.
BİLGE HATUN: (Tür.) Ka. – Kutluk Han’ın annesi. Türk hükümdarı (VIII.yy-).
BİLGEKAĞAN: (Tür.) Er. – (bkz. Bilge). Bilge Kağan (683-734). Göktürk hakanı. İkinci Göktürk hanedanlığının kurucusu.
BİLGEKAN: (Tür.) Er. – Bilgin soydan gelen.
BİLGEN: (Tür.) Ka. – (bkz. Bilge).
BİLGER: (Tür.) Er. – Akıllı, bilgili, bilge, bilgin.
BİLGİN: (Tür.). – Bilgili kişi (alim, karşılığı olarak da kullanılmaktadır). -Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİLGİNUR: (t.f.i.) Ka. – Bilginin ışığı, bilginin aydınlığı.
BİLGİSER: (t.f.i.) Ka. – (bkz. Bilginer).
BİLGİYE: (Tür.) Ka. – Bilgin hanım.- Yanlış yapılmış isimlerdendir.
BİLGÜN: (Tür.) Ka. – (bkz. Bilgin).
BİLKAN: (Tür.) Er. – Bilgili.
BİLLUR: (Ar.) Ka. 1. Bazı cisimlerin tabi olarak aldıkları geometrik şekil. 2. Duru, berrak, kesme cam, kristal. 3. Necef taşı. (Mec.) Temiz, pırıl pırıl insan.
BİLMEN: (Tür.) Er. – Bilen, anlayan, bilgili.
BİLSEN: (Tür.) Ka. – Kendini bil.
BİLTAY: (Tür.) Er. – (bkz. Bilmen).
BİNALİ: (Ar.) Er. – Ali’nin oğlu.
BİNALP: (Tür.) Er. – Yiğitler.
BİNAY: (Tür.) Ka. – Bin tane ay, çok kuvvetli ışık.
BİNHAN: (Tür.) Ka. – Hanların hanı.
BİNKAN: (Tür.) Er. – Soylu kanlar.
BİNNAZ: (Tür.) Ka. 1. Nazlı. 2. Cilveli. 3. Allah’a yalvaran.
BİNNUR : (Tür.) Ka. 1. Nurla özdeşleşmiş. 2. Bin tane nur.
BİNTUĞ: (Tür.) Er. – (bkz. Binkan).
BİRANT: (Tür.) Er. 1. Özel, tek yemin. 2. Özelliği olan yemin.
BİRAT: (Tür.) Er. 1. Asil, soylu, bir aileye mensup. 2. İlk erkek çocuğa verilen isim.
BİRAY: (Tür.) Ka. – Ay gibi tek, eşsiz.
BİRCAN: (Tür.) Er. – Tek, eşsiz. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRCE: (Tür.) Ka. – Tek, eşsiz, biricik.
BİRCİS: (Ar.) Ka. – Gezegen, Jüpiter, müşteri yıldızı, bercis.
BİRDAL: (Tür.) Er. – Bir tane, tek dal.
BİRGE: (Tür.) Er. 1. Kamçı. 2. Birlikte, beraber.
BİRGİ: (Tür.) Ka. – Batı Anadolu’da İzmir ilinin Ödemiş ilçesinin merkezi, Bozdağ eteklerinde kurulmuştur.
BİRGİT: (Tür.) Er. – Birleşik, birleşmiş, birlik almış.
BİRGİVİ: (Tür.) Er. – Birgivi: Büyük din ve dil alimi (d. 1522) İmam Birgivi lakabıyla şöhret olmuş, vasiyetnamesi ve ilmihali o dönem halkının ihtiyacını karşılamıştır.
BİRGÜL: (Tür.) Ka. – Bir tane, tek gül. Kıymetli gül.
BİRHAN: (Tür.) Er. – Tek yönetici.
BİRİM: (Fars.) Ka. – Bir tanem, biriciğim.
BİRKAN: (Tür.) Er. – Soylu.
BİRKE: (Ar.). 1. Büyük havuz. 2. Gölcük. 3. Göğüs. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRMA: (Hint.). – Çin Hindi’nde bir yer. Birmanya diye de tanınır. Birmanya müslümanları ülkelerinin % 30’una ulaşmışlardır. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BİRMEN: (Tür.) Er. – Tek olan, benzeri olmayan kimse.
BİROL: (Tür.) Er. – Tek ad, bir ol.
BİRSEN: (Tür.) Ka. – Sadece sen, tek sen.
BİRSEV: (Tür.) Ka. – Tek sevgili.
BİRSİN: (Ar.) Ka. – Yonca.
BİRTAN: (Tür.) Er. – Bir tane, tek.
BİRUN: (Fars.) Er. 1. Dışarı. 2. Dış harici. 3. Osmanlı Devleti’nde saray dışında vazifeli memurlar.
BİRÛNÎ: (Fars.) Er. – Reyhan Muhammed b. Ahmed el-Biruni: Büyük İslam bilgini (973-Gazne 1048). İbn Sina’dan ders altı. Hindistan’a gitti. Sanskritçe öğrendi. Pozitif ilimlerin hepsiyle ilgilendi ve bu konuda birçok kitap yazdı.
BİSTAMİ: (Fars.) Er. – (bkz. Bistem). – Bayezid Bistami: Ünlü mutasavvıf, hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir.
BİSTEM: (Fars.) Er. – Horasan eyaletinde El-Bürz eleklerinde bir şehir. Hüsrev 2. Pervizin dayısıBistam tarafından kurulduğu için bu ismi almıştır. Elmaslanyla ünlüdür.
BİŞAR: (Fars.) Er. 1. Esir tutsak. 2. Altın, gümüş kakmalı işlemeler. 3. Saçılan şey, saç. 4. Güçsüz, dermansız.
BİŞR: (Ar.) Er. – Güler yüzlü kişi, güleç, sevimli. Bişr b. Bera’: Sahabedendir. Babası Bera’ b. Marun Akabe beyatına katılanlardandı. Bişr, iyi bir savaşçı ve okçuydu. Yahudi bir kadının verdiği zehirli eti yiyince zehirlenerek şehid oldu.
BİTENGÜL: (Tür.) Ka. – Güllerin bitmesi.
BOĞAÇ: (Tür.) Er. – Küçük yaşta boğa öldürdüğü için kendisine bu ad verilen, Dede Korkut hikayelerindeki bir kahraman. Dirse Han’ın oğlu.
BOĞAÇHAN: – (bkz. Boğaç).
BOĞATAŞ: (Tür.) Er. – Ünlü Türk beylerinden biri.
BOLGAN: (Tür.) Er. – Eski Türk adlarından.
BOLHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Bolgan).
BORA: (İtal.) Er. – Araziden çıkan şiddetli rüzgar.
BORAN: (Tür.) Er. – Rüzgar, şimşek, gökgürültüsü, sağanak yağmurun birlikte olduğu iklim hadisesi. Boran Hatun: Emevi halifesi Me’mun’un zevcesi.
BORANALP: – (bkz. Boran).
BORATAY: – (bkz. Boran).
BOYLA BAĞA TARKAN: (Tür.) Er. – Anlamı iyice bilinmemekle birlikte. Orhun yazıtlarında vezir Tonyukuk’a verilen unvan olarak geçer.
BOYLA KUTLUG YARGAN:
(Tür.) Er. – Eski Türklerde birleşik rütbe unvanı. Suci yazıtında Kırgız kabilesinden Yaplakar Kan Ata’nın ünvanı olarak geçer.
BOYLAN: (Tür.) Er. – Kibirli, mağrur.
BOYRAZ: (Tür.) Er. – Kuzey rüzgarı.
BOYSAN: (Tür.) Er. – Uzun boylu, yakışıklı delikanlı.
BOYSEL: (Tür.). – Uzun boylu. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BOZAN: (Tür.) Er. – Büyük Selçuklu Emiri. Selçuklu Sultanı Melikşah’a büyük yardımları dokundu. Kazanılan birçok zaferde etkin rol oynadı.
BOZBEY: (Tür.) Er. – Kır beyi, gri.
BOZBORA: (Tür.) Er. – Fırtına.
BOZDOĞAN: (Tür.) Er. – Bir şahin türü.
BOZER: (Tür.) Er. – Beyaz tenli.
BOZKAYA: (Tür.) Er. – (bkz. Bozer).
BOZKURT: (Tür.) Er. – Göktürk efsanelerinde yer alan kutsal hayvan.
BOZUN: (Tür.) Er. 1. Büyük Selçuklu emirinin adı. 2. Sürülmemiş tarla.
BOZYEL: (Tür.) Er. – Yağmur getiren lodos rüzgarı.
BOZYİĞİT: (Tür.) Er. – (bkz. Bozer).
BÖKE: (Tür.) Er. 1. Kahraman, güçlü kimse. 2. Önder, başkan, reis. 3. Kabadayı, cesur efe. 4. Güreşçi, pehlivan.
BÖRÇETİN: (Tür.) Er. – Eski tarihçilere göre Türkleri Ergenekon’dan kurtaran demircinin adı.
BÖRİTİGİN: (Tür.) Er. – Karahanlı hükümdarı. Maveraünnehir’e hakim oldu. Bastırdığı paralarda İbrahim b. Nasr adıyla anılır (XI. yy.).
BUDAK: (Tür.) Er. 1. Ağacın dal olacak sürgünü. 2. Dal. 3. Dalın gövde içindeki sert bölümü.
BUDUN: (Tür.) Er. – Halk, kavim, ahali.
BUDUNALP: – (bkz. Budun).
BUĞRA: (Fars.) Er. 1. Büyük erkek deve, iki hörgüçlü deve. 2. Turna kuşu, turna sürüsünün önünde uçan turna horozu. 3. Harizm hükümdarlarından birinin lakabı.
BUĞRAHAN: (f.t.i.) Er. 1. X. yy.’ın başlarında Orta Asya’daki yağma boyundan çıkan ve ilk İslam devletinin Türk hükümdarlarının birçoğuna verilen ünvan. 2. İliğ ve Karahanlı sülalesinden birçok hükümdarların unvanıdır. – Tarık Buğra, Saltuk Buğra.
BUHAYRA: (Ar.) Ka. 1. Küçük deniz. 2. Mısır’ın kuzeybatısında bir şehir.
BUHRİ: (Ar.) Er. 1. Tütsüye ait. 2. Denize ait.
BUHTAN: (Ar.). – Yalan, iftira. – İsim olarak kullanılmaz.
BUKA: (Ar.). – 1. Ülke, yer. 2. Büyük bina. 3. Ben, benek. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.Buka Han: Altınordu devletinin Bayagut boyundan Nogay Yarguçi adlı prensin oğlu.
BUKET: (Fars.) Ka. – Çiçek demeti.
BUKLE: (Fars.) Ka. – Kıvrılmış, küçük lüle şeklinde saç.
BULAK: (Tür.) Er. – Kaynak, pınar, çeşme.
BULGAR: (Tür.) Er. – Olgun, bilgili, görgülü, hoşgörülü kimse.
BULUT: (Tür.). – Su buharlarının yoğunlaşmasıyla meydana gelen ve gökyüzünde mahiyetine göre farklı yükseklikte bulunan hava kütlesi. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUMİN: (Tür.) Er. – Göktürk devletinin kurucusu (Öl. 552). Avarlarla arası açılınca, savaşarak onları çökertti ve merkezi Ötüken olmak üzere Göktürk devletini kurdu (552). Aynı yıl öldü.
BUMİNHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Bumin).
BURAK: (Ar.) Er. – Berk-Yıldırımdan türetilmiştir. – Hz. Muhammedin Mirac’daki bineği. Kur’an’da böyle bir isim geçmemekle beraber, İslam kaynaklarında böyle bir binitin olduğuna dair rivayetler vardır. Burak Reis: (Öl. 1499). Osmanlı denizcilerinden.
BURCU: (Tür.) Ka. – Güzel koku.
BURÇ: (Ar.) Er. 1. Süryanice Burgus kelimesinin Arapçalaştınlmış hali. 2. Kalenin köşelerine yapılan daha yüksek ve daha kalın çıkıntı kule. 3. Yuvarlak bina. 4. Güneşin ayrıldığı oniki kısımdan herbiri. 5. Tek hisar.
BURÇAK: (Tür.). – Baklagillerden, taneleri yemiş olarak kullanılan bir bitki. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURÇHAN: (Tür.) Er. – (bkz. Burç).
BURÇİN: (Tür.) Ka. – Dişi geyik.
BURHAN: (Ar.) Er. 1. Delil hüccet. 2. Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. 3. İlahi aydınlık.
BURHANEDDİN: (Ar.) Er. – Dinin delili. Burhaneddin Mahmud b. Taceddin el-Buhari (Öl. 1149). Hanefi fıkıh alimi. Önemli yapıtı. el-Muhit el-Buhari’dir. – Türk dil kuralı açısından “d/t” olarak kullanılır.
BURKAN: (Tür.). – Uygur Türklerinin Budaya verdikleri ad. – İsim olarak kullanılmaz.
BURKHAN: (Tür.). – Put, heykel, Buda heykeli. – İsim olarak kullanılması yanlıştır.
BUSE: (Fars.) Ka. – Öpüşmek, öpmek. – İslâmî ahlâka aykırı olduğu için isim olarak kullanılmaz.
BUYAN: (Tür.). 1. Mutluluk, uğur, talih. 2. İyi biliş, sevab. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BUYRUK: (Tür.) Er. 1. Belirli bir davranışta bulunmaya zorlayıcı güç. 2. Egemen. 3. Emir. 4. Kendi başına hareket eden.
BUYRUKALP: – (bkz. Buyruk).
BÜKLÜM: (Tür.) Ka. – Bükülmüş kıvrılmış şeylerin oluşturduğu halka.
BÜLBÜL: (Ar.) Ka. 1. Sesinin güzelliğiyle ünlü ötücü kuş. 2. Sesi çok güzel olan kimse. Bülbül Hatun: Bayezid II.’in eşi. (Öl. Bursa 1515). Şehzade Ahmed’in annesi.
BÜLENT: (Fars.) Er. – Yüce yüksek, ala, ulu.
BÜNYAMİN: (Ar.) Er. – Yakub peygamberin en küçük oğlu.
BÜRDE: (Ar.) Ka. 1. Hırka, Arapların gece üzerlerine örttükleri, gündüz giyindikleri elbise. 2. Ka’b b. Züheyrin yazdığı kaside. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s) tarafından beğenilmiş ve Peygamberimiz hırkasını çıkararak şaire giydirmiştir. Bu yüzden bu kaside “Kaside-i bürde” olarak tanınır.
BÜRGE: (Tür.). – Bir yerde duramayan canlı, taşkın kimse. – Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
BURKAN: (Ar.) Er. – Yanardağ, volkan.
BÜRKE: (Ar.) Ka. 1. Martı. 2. Havuz, gölcük.
BÜŞRA: (Ar.) Ka. – Müjde, sevinçli haber.
BÜTE: (Tür.) Ka. – Fidan.
BÜTEYRA: (Ar.) Ka. 1. Güneş. 2. Sabah.