Şehr-i Ramazan Merhaba
Muhterem Müslümanlar!
Bugün mübarek Ramazan ayının ilk günü. Bir süredir ruhumuzu ve benliğimizi saran Ramazan heyecanını dün akşamdan itibaren daha da coşkulu olarak hissetmeye başladık. Teravihte çoluk-çocuk, kadın-erkek camilerimizi doldurduk. Bugün de sağlıklı olan Müslümanlar olarak oruçlu olmanın huzurunu yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz az önce metnini okuduğum hadis-i şerifte “Ramazanda inanmış olarak ve Allah rızasını gözeterek oruç tutanın geçmiş günahlarının affedileceği”1 ni haber veriyor.
Allah’tan Ramazan ayının hayırlı, huzurlu, sağlıklı ve bereketli geçmesini, yapacağımız ibadetlerin ve hayırların makbul olmasını ve sonunda affedilenlerden olmamızı niyaz ediyorum. Yalnız Allah’ın affını ifade eden bu gibi açıklamaların, kul haklarını, yani insanlara karşı yapılan haksızlıkları kapsamadığı konusunu da aklımızdan çıkarmayalım. İnsanlara karşı yaptığımız haksızlıklar varsa onları da helal ettirmek için bu ayı fırsat bilelim.
Aziz Kardeşlerim!
Bizim dinimiz insanı yaratılmışların en değerlilerinden sayar ve insanlar arası ilişkilere ayrı bir önem verir. Peygamber Efendimiz bilhassa Müslümanların birbirlerini sevmelerini ister ve bu sevgiyi imanın gereği kabul eder. O’nun Müslim’de yer alan bir hadisi şöyledir: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi sevmiş olacağınız bir şey söyleyeyim mi: ‘Aranızda selamı yayın’”2.
İçten gelen bir samimiyetle ve güler yüzle verilen ve alınan selam, hem veren hem de alan üzerinde olumlu etkiler bırakır. Selam güvenlik, esenlik ve barış demektir. Selam veren ve alan kişi karşısındakine iyi dileklerini ifade eder ve aynı zamanda kendisinden ona hiçbir kötülük ve zarar gelmeyeceğini bildirmiş olur. Selam, 1 Buharî, “Salâtü’t-terâvîh”, 2; Müslim, “Salâtü’lmüsâfirîn”, 175. 2 Müslim, “İman”, 93.
Peygamberimizin de belirttiği gibi bir sevgi gösterisi ve bildirisidir. Birbirimizi sevelim ve bu sevgimizi selamla da gösterelim.
Muhterem Müslümanlar!
Bildiğiniz gibi Ramazan, oruç ayıdır. Müslümanlar bu ayı oruçla geçirirler. Oruç, takvimlerde imsak olarak belirtilen vakitte başlar ve akşam güneş batana kadar devam eder. Oruç tutan Müslüman bu süre içinde sıvı veya katı herhangi bir gıda almaz. Ayrıca yine bu süre içerisinde eşi ile olan cinsel hayatına son verir. Akşam ile imsak arasında ise bu yasaklar kalkar. Bir müslümanın, eşi yani nikâhlısı olmayan birisi ile cinsel hayat yaşaması ise zaten oruç dışında da her zaman haramdır. Başta okuduğum ayet-i kerimede Allah hastaların ve yolcuların oruçlarını ramazandan sonraya bırakabileceklerini ifade buyurmaktadır. 3
Bilhassa hastalığı ciddi tehdit oluşturanlar mutlaka oruçlarını sonraya bırakmalıdır. Ama bazı hastalar ve yolcular oruçtan etkilenmeyebilir. Bu konuda herkes kendi takdir hakkını dürüstçe kullanabilir. Bu hakkın dürüstçe kullanılıp kullanılmadığını Allah’ın çok iyi bileceğini de unutmayalım. Allah bizim zorluk ve sıkıntıya düşmemizi istemez. Fakat kimsenin Allah’ı kandırması da mümkün değildir. Ayrıca bazen orucun bizim sağlığımıza etkisini kendi tecrübemizle bilemeyiz. İşinin ehli, dinî konularda hassasiyet sahibi tıp otoritelerinin bizzat bizim hastalığımızla ilgili tespitlerini ve orucun hastalığımız üzerindeki olumsuz etkisine dair uyarılarını da dikkate almalıyız.
Müslümanın, oruç dışında da yükümlülükleri vardır. Ramazan vesilesiyle bu yükümlülüklerimizi de hatırlayalım, eksiklerimiz varsa onları giderelim. Müslüman merhametli insandır. İnsanlara karşı olduğu gibi hayvanlara karşı da merhametli olalım. Bu ayın rahmet ve bereketinden her canlının istifade etmesine gayret edelim. Yüce Allah’tan hepimiz ve dünya için huzurlu bir ramazan diliyorum.
Doç. Dr. Rahmi YARAN
İstanbul Müftüsü
1Buharî, “Salâtü’t-terâvîh”, 2; Müslim, “Salâtü’lmüsâfirîn”, 175.
2Müslim, “İman”, 93.
3El-Bakara, 2/185.