Manşet

İyilik Ödülleri sahiplerini buldu

Türkiye Diyanet Vakfı tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni” İstanbul Haliç Kongre Merkezinde gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in katıldığı özel gecede çeşitli kategorilerde iyilik ödüllerine layık görülenlere ödülleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Görmez, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Avcı, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, İstanbul Valisi Şahin ve Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş tarafından verildi.

Geleneksel hale gelen ve bu yıl “Dünyayı iyilik değiştirecek” sloganıyla düzenlenen gecede bin 200 iyilik hikayesinin arasından belirlenen yedi kişiye ‘İyilik Ödülü’ verilirken bu yılki ‘Vefa Ödülü’ ise Türk milletinin şahsı manevisine verildi.

Düzenlenen ödül töreninin sıradan bir ödül töreni olmadığını gayesinin varoluşun anlamının iyilik, doğruluk ve güzellik olduğunu belirten Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, törende yaptığı konuşmasında dün gece Hollanda’da yaşanan çirkin engellemelere de değinerek “Bugün aziz İstanbulumuzdan bu iyilik salonundan, iyilik kahramanlarımızla birlikte yükselteceğimiz iyiliklerin, iyilik niyazlarının başta Hollanda olmak üzere batı muhitlerinde akıl tutulmasına yol açan islamofobik nefretlerin doğurduğu bütün kötülüklerin ortadan kalkmasına vesile olmasını diliyorum” dedi.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanına karşı işlenen hukuksuzluğu bir din gönüllüsü olarak reddettiğinin altını çizen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Daha dün aynı hukuksuzluk 40 yıldır yurtdışındaki millet varlığımızın dini ve manevi hayatına hizmet eden, her biri aynı zamanda birer barış elçisi olarak birlikte yaşama ahlak ve hukukundan taviz vermeyen din gönüllülerimize karşı yapıldı. Akla hayale gelmeyecek yalan ve iftiralarla casus ilan edilip evlerine baskınlar düzenlendi” şeklinde konuştu.

Batıdaki bütün din adamlarına, kilise mensuplarına islamofobik kin, öfke ve nefrete karşı işbirliğine davet eden Başkan Görmez, “Daha birkaç yıl önce bu nefrete öncülük yapan siyasetçi, eğer İslam peygamberi hayatta olsa, Hollanda’dan vize istese vermezdim diyecek kadar ileri giden bu insanlara, İslam’ın rahmet peygamberinin insanlığa takdim ettiği rahmet eczanesinden nasip alarak şifayâb olmasını yüce Allah’tan niyaz ediyorum” diye konuştu.

Ödül töreninin sıradan bir ödül töreni olmadığını vurgulayan Başkan Görmez’in konuşmasından öne çıkan bazı satırbaşları şöyle;

“Varoluşumuzun gayesi iyilik, doğruluk ve güzelliktir…”

Gayemiz varoluşumuzun anlamının iyilik, doğruluk ve güzellik olduğunu anlatmaktır. İyiliğin varlık ve gerçeklik olduğunu marufun ezeli ve ebedi olduğunu, kötülüğün hiçlik ve yokluk olduğunu, münkerin geçici ve ârizi olduğunu bildirmektir. Amacımız medeniyetimizin iyilik medeniyeti olduğunu, ümmetin varlık sebebinin marufu yeryüzünde egemen kılmak olduğunu unutturmamaktır. Asıl gayemiz iyiliğin, hayrın, ihsanın, marufun güzelliğiyle; kötülüğün, münkerin çirkinliğini kapatmak, hayrın maslahatıyla-faydasıyla şerrin mefsedetini-zararını defetmektir. Amacımız dünyayı değiştirecek en büyük gücün iyilik olduğunu bir kez daha ilan etmektir.

“Bizim medeniyetimizde iyiliğin, hayrın ve marufun kurumlaşmış hali bir vakıf medeniyetini doğurmuştur…”

Bizim medeniyetimizde iyiliğin, hayrın ve marufun kurumlaşmış hali bir vakıf medeniyetini doğurmuştur. Göçmen kuşlarına yuva yapmaktan, sokak hayvanlarına barınak temin etmeye kadar yüzlerce gaye ile kurulan vakıflarımız olmuştur. Osmanlı modernleşmesiyle başlayan kurumlaşma süreçlerinde Hilâl-i Ahmer yani Kızılay maruf olan için Hilâl-i Ahder yani Yeşilay münkerin def-i için kurulmuştur. Diğer vakıflar da her türlü iyiliğin, hayrın kurumsallaşması için varolmuştur.

“Türkiye Diyanet Vakfı, tüm dünyaya yayılan çalışmalarıyla evrensel bir iyilik hareketine dönüşmüştür…”

Türkiye Diyanet Vakfı 1000 şubesi ve 135 ülkede yürüttüğü faaliyetleriyle Kurulduğu günden bu yana Diyanet İşleri Başkanlığının hizmetlerine destek olmakla birlikte gönül coğrafyamızda başlayıp tüm dünyaya yayılan çalışmalarıyla evrensel bir iyilik hareketine dönüşmüştür.

Özellikle son yıllarda 7 kıtada insanlığın hizmetinde bir vakıf olmak ve iyiliği egemen kılmak için çalışmalarına hız veren ve bu maksatla kurumsal alanda yeniden yapılanan Türkiye Diyanet Vakfı bugün Afrika’dan Asya’ya, Latin Amerika’dan Balkanlara, Karayiplerden Uzakdoğu’ya nerede yardıma muhtaç mazlum mağdur varsa yardımına ulaşmaya çalışmaktadır.

“İslam dünyasının içerisinde bulunduğu cehalet yoksulluk ve geri kalmışlıktan kurtulabilmesi ancak iyi bir eğitimle olur…”

İslam dünyasının bu gün içerisinde bulunduğu cehalet yoksulluk ve geri kalmışlıktan kurtulabilmesinin ancak bilinçli ve eğitimli yetişmiş insanla olabileceğine inanarak eğitim faaliyetlerine öncelik vermektedir. Bu maksatla yurtiçinde ve yurtdışında açtığı eğitim kurumlarıyla, yurtları ve farklı branşlarda verdiği burslarıyla binlerce öğrencinin yetişmesine destek olmaktadır. Türkiye Diyanet Vakfı yurtdışında açtığı okullarda ve 111 farklı ülkeden ülkemize getirdiği ilköğretimden doktora seviyesine kadar öğrencilere verdiği eğitimlerle İslamın doğru anlaşılması ve anlatılması konusundaki çalışmalarını sürdürmektedir.

Suriyede iç savaşın başladığı ilk günden itibaren Eğitim, sağlık, temizlik, barınma, giyim ve gıda gibi ihtiyaç duyulan her alanda Suriyeli kardeşlerimizin yanında olmaktadır. Türkiye’de açtığı okullarda ise 15 bin Suriyeli çocuğun eğitimini 3 yıldır sürdürmektedir.

“Türkiye Diyanet Vakfı, terör unsurlarından temizlenen El Bab, Çobanbey, Cerablus ve Azez’de insanlık hizmetlerini sürdürmektedir…”

Son dönemde terör unsurlarından temizlenen El Bab, Çobanbey, Cerablus ve Azezin ayağa kaldırılarak hayatın normalleşmesi ve halkın tekrar dönebilmesi için başlatılan çalışmalar kapsamında ilk etapta 67 caminin yeniden inşasına başlamıştır. Ayrıca Halep’ten çıkan kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için başlattığımız Halepte İnsanlık Ölmesin kampanyasında 152 milyon tutarında ayni ve nakdi bağış toplayarak ilk etapta 812 tır ayni yardım malzemesini bölgeye ulaştırmıştır. Bölgede kurduğu koordinasyon ve lojistik merkezleri ile ihtiyaçları tespit ederek açtığı fırınlar, aşevleri ve giyim mağazaları ile bölge halkının ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalarını sürdürmektedir.

“Türkiye Diyanet Vakfı, 4 binden fazla Arakanlı çocuğu okulla buluşturdu…”

2012 yılından bu yana Mynmar’da zulüm gören Arakan Müslümanlarının göç etmek zorunda kaldığı Bangladeş, Malezya ve Pakistan’da yürüttüğü çalışmalarla yaralarını sarmaya çalışmıştır. Bu ülkelerde başlattığı eğitim çalışmaları ile okula gitme imkanı olmayan 4 binden fazla Arakanlı çocuğu okulla buluşturmuştur. Kendi ülkelerinde mülteci olarak yaşamak zorunda bırakıldıkları Myanmar’daki kamplara giderek yardım ulaştırabilen ülkemizdeki tek Sivil Toplum Kuruluşu olmuştur.

Ümmetin birlik mekânları, İslam’ın şehirlere vurduğu mühür olan 3600’ü aşkın caminin yapımını üstlenerek, Orta Asya’dan Güney Asya’ya, Amerika’dan Kırım’a, Rusya’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada 25 farklı ülkede ezan sesini yankılatmıştır. Gazze’de saldırılar sonucu yıkılan 9 caminin de yeniden inşasını tamamlamıştır.

“Her, “nasılsın?” sualine gerçekten “iyiyim” diyebilmemiz için, bir iyiliğin ucundan tutmalıyız…”

Hz. Ömer’in her günün sonunda, “Bu gün Allah için ne yaptın?” diyerek kendini hesaba çekmesi misali sorgu­lamalıyız kendimizi, soru ve hesabı kabre ertelemeden, hemen şimdi:

En son ne zaman bir yetimin başını okşadı avuçlarımız? En son ne zaman ağlayan bir çift göze mendil oldu elle­rimiz? En son ne zaman korkudan sinen bir cana emin bir li­man, üşüyen titrek bir bedene sıcak bir örtü oldu kolla­rımız? En son ne zaman sevdiğini söyledi bir kardeşine, dara düşene teselli sundu dillerimiz? Ve ne zaman iki damla yaş süzüldü gözlerimizden bir mazlumun enînine, bir garibin çaresizliğine? Ne zaman yandı yüreklerimiz, yangın yerine dö­nen kalpleri gördükçe? Elbette üzülüp yanmakla, acınıp kederlenmek­le bitmiyor sorumluluğumuz. İnsanız biz, eşref-i mahlûkuz, ya hilkatte eş, ya dinde kardeşiz diğer insanlarla. İyiliğin öznesi olalım diye yaratılmışız. Hakikatte her birimiz bu âlemde kendi iyiliğimizin imtihanını vermekte, insanlık sınavından geçmek­teyiz. Her, “nasılsın?” sualine gerçekten “iyiyim” diyebilmemiz için, bir iyiliğin ucundan tutmalıyız.

Uluslararası İyilik Ödülleri…

Türkiye Diyanet Vakfınca düzenlenen “Uluslararası İyilik Ödülleri” kapsamında bu yıl 4’ü Türkiye’den, 3’ü de başka ülkelerden olmak üzere 7 kişiye iyilik ödülü verildi.

Bu kapsamda, Amerika’dan Suzanne Barakat, Pakistanlı Muhammed Eyüp, Filistinli Janna Jihad, Türkiye’den de Cavit ve Hafize Etleç çifti, Merve Çirişoğlu, Yahya Kamçı, Mustafa Göçer, ödüle layık görüldü.

Bu arada, “Filistin’in en küçük gazetecisi” olarak bilinen Janna Jihad ödülünü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elinden aldı.

İlkokul dördüncü sınıf öğrencisi Janna Jihad, ülkesinde yaşanan işgali ve zulmü dünyaya duyurmak için kendi çapında gazetecilik yapıyor. Ölen amcası ve arkadaşlarının ardından gazeteci olmaya karar veren Jihad, ülkesinde olanları kaydederek sosyal medyadaki hesaplarından paylaşıyor.

 

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu