Kurban BayramıManşet

Hatırlatma! Teşrik Tekbirleri Başladı!


TEŞRİK TEKBİRİ NE ZAMAN BAŞLAR, NE ZAMAN BİTER?

Teşrik tekbiri, mükellef olan her Müslüman’ın üzerine vaciptir. Teşrik tekbiri, Arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar farz namazların akabinde okunur. Yani Arefe günü (27 haziran) okunmaya başlanan teşrik tekbiri bayramın 4. günü (1 Temmuz) okunur ve bu şekilde toplam 23 vakit okunmuş olunur.

Teşrik tekbiri, sola selam verdikten hemen sonra ara vermeden, yerinden kalkmadan, mescidden çıkmadan ve dünya kelâmı konuşmadan okunması gerekmektedir.

Teşrik tekbiri: “Allâhü ekber, Allâhü ekber, lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allâhü ekber ve lillâhi’l-hamd

Teşrik tekbiri anlamı: Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allah’tan başka ilâh yoktur. Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd Allah’a mahsustur.

TEŞRİK GÜNLERİ VE TEKBİRLERİNİN SUBUTİ

Nübeyşe el-Hüzeli (Radıyallâhu Anh)den yapılan rivayette, Rasûlullâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) Efendimiz’in şöyle buyurduğu bildirilmiştir: ”Teşrik günleri, yeme, içme ve Azîz, Celîl olan Allah’ı anma günleridir.”

Nitekim İbnu Abbas (Radıyallâhu Anhumâ)nın şöyle dediğini Buhârî nakletmektedir: ”Kur’ân’da, ‘Allah (Celle Celâluhû)ı belli günlerde/sayılı günlerde anın’ ayetleri teşrik günlerine işarettir.”

İbnu Ömer (Radıyallâhu Anhumâ) ile Ebu Hureyre (Radıyallâhu Anh) da Zilhicce’nin ilk on gününde çarşı, pazara çıkıp tekbir getirirler ve halk da onlara katılarak tekbir getirirdi. Hazreti Ömer (Radıyallâhu Anh) de Mina’da bulunduğu çadırda yüksek sesle tekbir getirir ve mescid ehli onun tekbir sesini işitir, böylece onlar da ona katılıp tekbir getirirlerdi. Aynı zamanda çarşı-pazarda olanlar da bu tekbire katılarak seslerini yükseltirlerdi. O kadar ki, yükselen tekbir sesleri Mina’yı çınlatırdı.

TEŞRİK TEKBİRİ NASIL BAŞLADI?

Rivâyet olunur ki, Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) Hazreti İsmail (Aleyhisselâm)ı boğazlamak maksadıyla yere yatırıp da hazırlıklara başladığında Cebrail (Aleyhisselâm) yanında koç bulunduğu bir halde harekete geçti ve Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm)ın bıçağı vurmaması için “Allahu ekber, Allahu ekber” diye tekbir getirdi. Bunu duyan Hazreti İbrahim (Aleyhisselâm) da başını kaldırıp semaya baktığında koçu görmesi üzerine: “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber” dedi. Hazreti İsmail (Aleyhisselâm) ise buna: “Allahu ekber velillâhi’l-hamd” şeklinde mukabele etti ve teşrik tekbirleri böylece sabit olmuş oldu.

Teşrik Tekbirlerine ait bazı hükümler:

* Arefe günü Sabah namazının farzından başlayarak bayramın 4. Günü ikindi namazının farzı da dâhil her (toplam 23) farz namazın ardından bu teşrik tekbirleri birer kez okunur.

* Teşrik tekbirlerinin hükmü ve tahakkuk şartları konusunda ihtilaf edilmişse de, bu gibi konularda ihtilaftan uzak durularak amel edilmesi ihtiyata uygun olandır. Buna göre; erkek-kadın, misafir-mukim, hasta-sağlam herkes bu tekbirleri belirtilen günlerde her farz namazın ardından getirmelidirler.

* İçerisinde bulunulan senenin teşrik günlerinden birinde kılınmamış olan bir namazın kazası, yine o senenin teşrik günlerinde yapılacak olsa, teşrik tekbiri getirilir. Başka bir senenin teşrik gününde kaza edilmesi durumunda ise teşrik tekbiri getirilmez.

* Arefe günü Sabah namazının farzından başlayarak bayramın 4. Günü ikindi namazının farzı da dâhil her (toplam 23) farz namazın ardından bu teşrik tekbirleri birer kez okunur.

* Teşrik tekbirlerinin hükmü ve tahakkuk şartları konusunda ihtilaf edilmişse de, bu gibi konularda ihtilaftan uzak durularak amel edilmesi ihtiyata uygun olandır. Buna göre; erkek-kadın, misafir-mukim, hasta-sağlam herkes bu tekbirleri belirtilen günlerde her farz namazın ardından getirmelidirler.

* İçerisinde bulunulan senenin teşrik günlerinden birinde kılınmamış olan bir namazın kazası, yine o senenin teşrik günlerinde yapılacak olsa, teşrik tekbiri getirilir. Başka bir senenin teşrik gününde kaza edilmesi durumunda ise teşrik tekbiri getirilmez.

* Kendisine teşrik tekbiri vacip olan kimse farz namazı kılıp sol tarafına selam verince yerinden kalkmadan, mescitten çıkmadan ve dünya kelamı konuşmadan teşrik tekbirini getirmesi gerekir. Teşrik tekbiri getirmezse günahkâr olur.

* Tekbiri unutan kişi, konuşma gibi namaza aykırı bir davranışta bulunmadıkça veya camiden çıkmadıkça tekbir alabilir. Tekbirin araya fâsıla girmeden selâmdan hemen sonra alınması menduptur. Selâmdan sonra tekbir getirmeden konuşulması halinde tekbir yükümlülüğü düşer ve bu şekilde davranan kişi günahkâr olur. Teşrîk tekbirlerini almak için abdest şart değildir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu