3. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahipleri belli oldu

Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 3. Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahiplerini açıkladı. TDV jürisinin bin 200 iyilik hikâyesi arasından belirlediği yedi kişiye İyilik Ödülleri 12 Mart Pazar günü İstanbul’da düzenlenecek törenle sahiplerine verilecek. Bu yılki “Vefa Ödülü” ise 15 Temmuz’da ortaya koyduğu kahramanlıkla milletimizin şahs-ı manevisine verildi.

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, TDV tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen ve sloganı “Dünyayı iyilik değiştirecek” olan Uluslararası İyilik Ödülleri’nin sahiplerini, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinlikle açıkladı.

‘Dünyayı İyilik Değiştirecek’ sloganıyla, iyiliğin toplumun her alanında yayılmasına katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen ‘Uluslararası İyilik Ödülleri Töreni’ öncesi basına açıklamalarda bulunan Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “İyilik, bizim medeniyetimizde var oluşumuzun gayesidir. Bizim var oluşumuzun en temel gayesi, yeryüzünde iyiliği egemen kılmaktır” dedi.

“İyiliğin ödülünü Allah verir. İyiliğin sahibi Allah’tır ve her iyilik karşılığını bizzat Yaratıcıdan bulacaktır” diyen Başkan Görmez, amaçlarının, küresel ölçekte kötülüğün egemen olmaya çalıştığı bir dünyada, iyiliği öne çıkarmak, iyilik üzerinde durmak, iyilik konusunda her zihinde, her kalpte bir farkındalık oluşturmak olduğunu ifade ederek; “Amacımız, kötülüğün insanları, insanın kalbini ve ruhunu, coğrafyamızı kuşattığı, coğrafyamızın bütün başkentlerinden kötülük dumanlarının yükseldiği bir zaman diliminde; küresel ölçekte kötülüğün egemen olmaya çalıştığı, iyiliği alt ederek kötülüğün iyiliğin önüne geçtiği bir dünyada iyiliği öne çıkarmak, iyilik üzerinde durmak, iyilik konusunda her zihinde, her kalpte bir farkındalık oluşturmaktır” diye konuştu.

“Kötülük güçlü görünür ama çok zayıftır. İyilik çok güçlüdür. İyiliğin gücü kendisindedir” diyen Başkan Görmez konuşmasını şöyle sürdürdü:

“İyilik güçlüdür, kötülük zayıftır. Fakat kötülük, daha çok haber konusu olduğu için iyilik gölgede kalıyor…”

Kötü ve kötülük daha çok haber konusu olduğu için, kötülük yaydığı şerriyle daha çok ortada göründüğü için iyilikler gölgede kalıyor. Tek tek her insana eğildiğimizde, en küçük bir köye, en küçük bir kasabaya, en küçük bir haneye eğildiğimizde, yeryüzünde, her an bütün insanlığı kuşatacak büyük iyiliklerin var olduğunu görüyoruz. Kötünün ve kötülüğün haber değeri hala çok yüksek. Biz aslında haberlerimizle iyiyi ve iyiliği öne çıkarırsak, aynı zamanda kötülükle de büyük mücadele etmiş oluruz.

“İyiliğin karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikelerden birisi, insanın bireyselleşen dünyasında bir fayda ve menfaate dönüşmesidir…”

İyilik üzerinde durmamızın sebebi; sadece kötülükle mücadele değil, aynı zamanda iyiliğin karşı karşıya bulunduğu tehlikelerdir. İyiliğin karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikelerden bir tanesi; iyiliğin, insanın bireyselleşen dünyasında bir fayda ve menfaate dönüşmesidir. İnsanın sadece kendisine, rahatına, faydasına, menfaatine uygun olanı, iyi ve iyilik olarak değerlendirmeye başlaması, iyiliğin karşı karşıya kaldığı en büyük tehlikedir. İyiliğin karşı karşıya bulunduğu en büyük tehlikelerden ikincisi; iyiliğin kaynağı konusundaki tereddütlerdir. İyiliğin aşkın boyutunu kaybetmesi, iyiliğin ilahi kaynağını kaybetmesi, insanların, Rabbimizin, kâinatı yoktan var edenin, iyiliğin yegâne sahibi olduğunu unutması ve o iyiliği insanın fıtratına yerleştirdiğini unutmasıdır.

“İyilik, bizim medeniyetimizde varoluşumuzun gayesidir. Varoluşumuzun en temel gayesi de yeryüzünde iyiliği egemen kılmaktır…”

İyilik, bizim medeniyetimizde var oluşumuzun gayesidir. Bizim var oluşumuzun en temel gayesi, yeryüzünde iyiliği egemen kılmaktır. İhsanı, marufu, sıdkı, iyiliği, doğruluğu, güzelliği egemen kılmak, yeryüzümüzde var oluşumuzun sebebidir, onun için iyilik kavramı üzerinde duruyoruz.

“Bugün dünya kadınlarını, eşlerimizi, annelerimizi saygı ve minnetle anıyorum…”

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü.  Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, insanlığın önemli meselelerini, annelerimizin-babalarımızın, insanlarımızın, kadınlarımızın meselelerini, dünyada bir gün tahsis edilerek çözülebileceğine inanmıyoruz. Eğer büyük sorunlarımız varsa, bunlara böyle sadece göstermelik olarak senede bir gün tahsis ederek kusurlarımızı telafi edebileceğimiz zannedilmesin. Ancak buna rağmen müspet bir katkı olarak değerlendirerek bu konudaki yanlışlıkların ortadan kalkması için küçük bir fırsat olarak değerlendirerek bazı hususlara işaret etmek istiyorum. Bugün dünya kadınlarını, eşlerimizi, annelerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Dün elim bir trafik kazasında hayatını kaybeden Türk Metal Sendikası üyesi hanımefendilere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır ve metanet diliyorum.

“Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle atılan adımların; savaş, zulüm, yoksulluk ve cehaletin mağdur ettiği nice kadına umut olmasını niyaz ediyorum…”

Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle atılan adımların savaşın ve zulmün mağdur ettiği, yoksullukla ve cahillikle boğuşarak ayakta kalmaya çalışan nice kadına umut olmasını yüce Mevla’dan niyaz ediyorum. Bizim dinimiz, kadına iyi davranmayı, iyilikte bulunmayı iyi olmanın ölçüsü olarak kabul etmiştir. Kötü davranmayı da, kötü olmanın ve kötülüğün ölçüsü olarak kabul edilmiştir. Efendiler Efendisi, “Kadınlara ancak kerim insanlar, Allah’ın iyi olarak kabul ettiği insanlar iyi davranırlar, kötü insanlar da kadını aşağılayan mahlûklardır” buyurmuştur. Çocuk, genç kız, eş ya da anne, hangi yaşta olursa olsun kadının her türlü değer ve saygı görmeyi hak ettiğini insanlığa öğreten bir dinin mensupları olarak bugün kadının insan olarak, Allah’ın yeryüzünde halifesi olarak onurunu ve haklarını koruma konusunda ciddi eksiklerimiz olduğu aşikârdır.

“Kadının iyilik eli, kötülüğü yeryüzünden kaldırmaya muktedir bir eldir. Kadının iyilik eli, hepimizi büyüten, hepimizi yetiştiren rahmet elidir…”

Bu hakikatleri insanlığa anlatmakla mükellef olan biz Müslümanların, biz İslam coğrafyasının da bu konuda çok ciddi hatalar ve kusurlar içerisinde olduğunu ifade etmek isterim. Bu eksiklikleri tekrar ifade etmek gerekirse, senede bir günü kadınlar günü ilan etmekle insanlık telafi edemez. Kadının iyilik eli, kötülüğü yeryüzünden kaldırmaya muktedir bir eldir, hepimizi büyüten, hepimizi yetiştiren rahmet elidir.

“Ülkemizde ve yedi kıtada insanlığın hizmetinde olmak ve yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak Diyanet Vakfı’nın ana gayesidir…”

Başkan Görmez, konuşmasının son bölümünde, Türkiye Diyanet Vakfı’nın 135 ülkede eğitimden kültüre, sosyal hizmetlerden hayri hizmetlere, din hizmetlerini destekleme faaliyetlerine kadar din, dil, ırk, renk ayrımı yapmadan dünyanın her tarafına Türkiye’nin iyilik elini taşımaya devam ettiğini ifade ederek “Ülkemizde ve 7 kıtada insanlığın hizmetinde olmak ve yeryüzünde iyiliğin egemen olması için çalışmak, Türkiye Diyanet Vakfı’nın ana gayesi olarak kabul edilmiştir. Bugün ülkemizden ve yurt dışından binlerce öğrenciye verdiğimiz eğitim desteğiyle yurt dışı ve yurt içine yönelik insani yardım faaliyetleri kapsamında ihtiyaç sahiplerine ulaştırdığımız yardımlar, Ramazan ve Kurban Bayramlarında bütün dünyayı kuşatan iyilikler devam etmektedir. “Halep’te İnsanlık Ölmesin” kampanyasına milletimiz 150 milyon katkıda bulundu. Yardım kampanyası hala devam ediyor, çünkü El-Bab’dan sonra aylık Türkiye Diyanet Vakfı 50 bin koli gıda yardımını, asli ihtiyaçları buradaki kardeşlerimize taşımaya devam edeceğini taahhüt etmiştir. Bütün şubelerimizle birlikte, il ve ilçe müftülerimizle birlikte her ay sınırımızdaki kardeşlerimize, sınır ötesinde kendi ülkelerinden kovulmuş, mazlum, zor durumda olan kardeşlerimize yardımı ulaştırmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

“Bütün insanlara iyilik yapalım, ta ki iyilik ayağa kalksın, ta ki yeryüzünde iyilik egemen olsun…”

Başkan Görmez, konuşmasını, “Bizim gayemiz, hep birlikte iyiliği ayağa kaldırmaktır. Rabbimizin fıtratımıza, kalbimize, vicdanımıza yerleştirdiği o iyiliğin ayağa kalkmasını sağlamaktır. Kötülükleri ülkemizden, coğrafyamızdan kovabilmek, iyiliği öne çıkarmaktır. Biz dünyayı iyiliğin değiştireceğine inanıyoruz. O zaman gelin her birimiz bir iyilik yapalım. Kendimize iyilik yapalım, arkadaşımıza iyilik yapalım, sokağa terk edilmiş insana iyilik yapalım. Unuttuğumuz bütün insanlara, hastaya, çocuğa, engelliye, iyiliğe muhtaç olan bütün insanlarımıza, bütün kardeşlerimize iyilik yapalım ta ki iyilik ayağa kalksın, ta ki yeryüzünde iyilik egemen olsun.” sözleriyle bitirdi.

“Bu seneki vefa ödülünü, 15 Temmuz’da ortaya koyduğu kahramanlıkla milletimizin şahs-ı manevisine tevdi ediyoruz…”

Konuşmanın ardından Başkan Görmez, ‘Uluslararası İyilik Ödülleri’ne layık görülen isimleri açıklarken bu sene vefa ödülünün sahibini şu sözlerle açıkladı: “Bu seneki vefa ödülünü 15 Temmuz’da ortaya koyduğu kahramanlıkla, milletimizin şahs-ı manevisine tevdi etmeyi uygun gördük. Aslında bu ödülün, bu büyük iyiliğin ödülü sadece Allah’ın katındadır. Ancak bir vefa olarak 15 Temmuz gecesinde kötülüğün bu topraklara girmesine izin vermemek için canlarını tanklara siper eden milletimizin her ferdi bu büyük ödülü hak etmiştir diye düşünüyoruz. Onun için biz büyük vefa ödülünü bu sene milletimizin şahs-ı manevisine tevdi edeceğimizi ifade etmek istiyorum.”

Diyanet İşleri Başkanı Görmez tarafından açıklanan ‘Uluslararası İyilik Ödülleri’ne layık görülen diğer 6 iyilik insanı şu isimlerden oluşuyor;

“Her fidan bir iyilik demek”

Mustafa Göçer/Kayseri

Kayseri’de yaşayan 59 yaşındaki emekli teknisyen Mustafa Göçer, gelecek nesiller için 40 yıldır toprağa sevgi ekiyor. Emekli olduktan sonra ihtiyaç gördüğü her yeri ağaçlandıran Mustafa Göçer, düzenlediği doğa yürüyüşleriyle öğrencilere tabiat sevgisini aşılıyor. Göçer, bugüne kadar 60 binden fazla insanı doğayla, yaklaşık 1 milyon tohumu toprakla buluşturdu. Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakmak için başlattığı iyilik hareketiyle geçen 40 yılda binlerce fidanı ülkemize kazandırdı.

“Karanlığa bir mum yakmak”

Muhammed Eyüp/Pakistan-İslamabad

Pakistanlı bir itfaiyecinin cehalet alevleriyle boğuşmasının hikayesi bu… Küçük yaşta babasını kaybettiği için hem çalışmak hem de tahsiline devam etmek zorunda kalan Muhammed Eyüp, yaşadığı İslamabad’da, hayatını sokakta çalışan çocuklara eğitim desteği vermeye adayan bir eğitim gönüllüsü.

Kendisi de zor şartlarda eğitim hayatına devam eden itfaiyeci Muhammed Eyüp, 30 yıl önce araba yıkayan bir çocuğun maddi zorluklar nedeniyle okuyamadığını ve çalışmak zorunda olduğunu öğrenince kolları sıvadı ve ona parkta ders vermeye başladı. Öğrencilerinin sayısı gün geçtikçe arttı… Parlamento binasının hemen yakındaki parkta, kalem ve defterlerini dahi kendi alarak okuttuğu öğrencilerin sayısını unutan Muhammed Eyüp, bugünlerde 200 öğrenciye ders veriyor. 58 yaşındaki eğitim aşığı itfaiyecinin en büyük hayaliyse emekli olduktan sonra bir okul açmak…

“İyilik bir kelebek etkisidir”

Merve Çirişoğlu/İstanbul

Üniversite öğrencisi Merve Çirişoğlu, 2011 yılında Boğaziçi Üniversitesi’ndeki arkadaşları ile birlikte kitap ayracı projesi başlattı. El emeği göz nuru ayraçları satarak elde ettikleri gelirlerle mazlumlara umut olmayı hedefliyorlardı. İlk önce 360 lira toplayıp 3 katarakt hastasının gözlerinin açılmasına vesile oldular. Başlattıkları kampanya sosyal medya sayesinde kısa sürede bir iyilik hareketine dönüştü. 21 katarakt ameliyatının masrafını karşılayacak meblağ toplandı. Üniversitelerde hızla yayılan kitap ayıracı projesiyle 130.000 lira bağış toplayarak Afrika’nın en fakir 4’üncü ülkesi olan Malavi’de 46 kişilik bir yetimhane yaptırdılar. Merve Çirişoğlu’nun iyiliğe attığı adım zamanla büyüdü; Türkiye, Ortadoğu, Balkanlar, Güneydoğu Asya ve Afrika’dan sahiplendikleri 238 yetimin masraflarını karşılayacakları hale geldi. Yardımseverlerden aldıkları güçle Türkiye’de 64 şehirde ve 5 farklı ülkede kitap ayracı projesi sürüyor. İyilik bir kelebek etkisidir. Küçük adımlarla başlar ve bir gün büyük bir yürüyüş olur.

“İyilik herkesin sustuğu yerde hakikatı haykırmaktır”

 Susanna Barakat/ABD-San Francisco

Erkek kardeşi Deah, yengesi Yusor ve Yusor'un kız kardeşi Razan’ın, ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde 10 Şubat 2015 tarihinde komşuları Craig Hicks tarafından islamofobik bir cinayete kurban gitmesi, Susanna Barakat’ı derinden etkiledi.

San Francisco Hospital’de doktorluk yapan Barakat, ötekileştirmenin ve ayrımcılığın had safhada olduğu Amerika’da, ayrımcılığın ve nefret suçunun kötülüğünü haykıracak cesur bir ses olarak, 2015 yılından bu yana her platformda nefret suçu ve ayrımcılığın son bulması için mücadele ediyor ve mücadelesine her yeni gün birileri ekleniyor. Herkesin sustuğu yerde hakikati haykırmak zordur… Susanna Barakat bu zoru başarıyor.

“İyilik Her Kalbi Açacak Tek Anahtardır”

Yahya Kamçı/Diyarbakır

Yahya Kamçı, Diyarbakırlı 17 yıllık sosyal bilgiler öğretmeni. Aynı zamanda yaşadığı bölgedeki 1.174 kan davasını sonlandıran bir barış elçisi. İdealist bir öğretmen olan Yahya Kamçı aynı zamanda birçok sosyal sorumluluk projesinin de öncüsü… Engellilere tekerlekli sandalye alınabilmesi için 150 bin su şişesi kapağı, 2.000 litre atık yağ, 250 kilogram atık pil toplama projelerini başlatan isim…

2015 yılı Diyarbakır’da sivil toplum kuruluşları tarafından yılın öğretmeni olarak seçilen Kamçı, “Barış dünyanın en güzel kelimesidir” diyor ve ekliyor; “Barışın her yere hakim olduğu bir dünya hayal ediyorum. İyilik her kalbi açacak tek anahtardır…”

“İnsanlara gönül kapısını açmak”

Cavit&Hafize Etleç/Ankara

Ensar olmanın en güzel örneklerinden birini sergileyen Etleç çiftçi, Ankara Altındağ’ın Önder Mahallesi’nde yaşayan Suriyeli mültecilere adamış hayatlarını. Yaşlı çiftin evlerinin kapısı adeta 24 saat açık… Bölgede bulunan 2.500 Suriyeli ailenin binine yardım eden Cavit Bey ve Hafize Hanım, mültecilerin birer akrabası gibi olmuş. Bölgeye gelen yardımlar bu iki hayırsevere emanet ediliyor, Etleç çiftinin hane hane ihtiyaçlarını tespit ettiği mülteci ailelere dağıtılıyor. Hiçbir karşılık beklemeden, gece gündüz demeden yapılan yardımları ulaştıran bu hayırsever çift, maddi yardımları ulaştırmanın yanı sıra mültecilerin dertlerine de ortak oluyor. Emeklilik dönemlerini iyilik hareketine dönüştüren Cahit ve Hafize Etleç’i ziyaret edenler arasında, sivil toplum kuruluşları, hayırseverler ve üst düzey yetkililer de bulunuyor.

Hayatlarını adeta mültecilere adayan çift, kapıların insanlara kapandığı bir dünyada, insanlara gönül kapısını açmanın iyiliğin ta kendisi olduğunu bir kez daha haykırıyor.

Ödül töreni 12 Mart’ta

Diyanet İşleri Başkanlığı il ve ilçe teşkilatları, yurt dışı temsilcilikleri, Türkiye Diyanet Vakfının 135 ülkede iş birliği yaptığı kurumlar, internet ve medya taramaları ile 8 farklı dilde bin 200 civarında hikaye, oluşturulan komisyonlar tarafından titizlikle incelendi. Yapılan değerlendirmeler neticesinde, yurt dışından ve Türkiye’den bin 200 yaşanmış iyilik hikayesi içerisinden belirlenen iyilik öncülerine 12 Mart 2017 Pazar günü İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde ödül takdim edilecek.

 

 

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı

Exit mobile version