HutbelerManşet

Namaz Arınmadır

Kardeşlerim!

Bir ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Sana vahyedilen Kitabı oku. Namazı da hakkını vererek kıl. Kuşkusuz namaz hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar…”1

Kardeşlerim!

Efendimiz (s.a.s) bir gün ashabıyla sohbet ederken onlara, “Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa ve o, günde beş defa bu nehirde yıkansa vücudunda kir kalır mı?” diye sordu.

Ashab, “Kalmaz, Ya Resulallah” diye cevap verdi. Bunun üzerine Kutlu Nebi (s.a.s) şöyle buyurdu: “İşte bilinç ve şuurla eda edilen beş vakit namaz da bunun gibidir. Kılınan bu namazlarla Allah günahları yok eder.”2

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimiz, göz kamaştıran güzelliğiyle kâinatı, insan için yaratmıştır. Biz sahipsizken O, bizi muhafaza etmiştir. Biz yolumuzu bilmezken, O, göndermiş olduğu kitap ve peygamberlerle bize yolumuzu, yönümüzü göstermiştir. O, bize ahlakı, insan olmayı, Âdem olmayı, İbrahim olmayı, İsmail olmayı ve kullukta yücelmeyi öğretmiştir. Yüce Rabbimizin bunca ikramı, biz kullarına nihayetsiz lütfundan bir katredir sadece. Aynı zamanda O’nun insana, insan hayatına vermiş olduğu değerin bir parçasıdır. Bütün bunlar karşısında bizlere düşen, O’na samimiyetle, sadakatle kul olmak ve nimetlerine şükretmektir.

Kardeşlerim!

Bir zikir, bir şükür, bir hamd ifadesi olarak namaz, bizim vazgeçilmezimizdir. Çünkü namaz,  arınmadır.3 Namaz, günde beş kez bedeni temizlerken, kalpleri de kötülük kirinden uzak tutan, suyundan iyiliğin, erdemin, güzel ahlakın aktığı tertemiz bir pınardır.

Namaz, kurtuluştur; “Hayya ala’l felâh/Haydin kurtuluşa” diye semaları saran ezanıyla, insanı sonsuz rahmetin membaına çağıran kutlu bir davettir. Kulun bizzat Rabbine arzuhalidir namaz; Allah’ın huzurunda olduğu bilinciyle mümin gönüllerin titremesidir.

Namaz, nice hikmetle dolu manevi bir yolculuktur. Bu yolculukta niyetimiz, zihnimizi ve kalbimizi hazır kılma, varlığımızı Rahman’a sunma ifadesidir. Kıblemiz, bir olan Allah’a yönelişimizin, müminler olarak gönüllerimizdeki manevi bağ ve birlikteliğimizin simgesidir. İftitah tekbirimiz, bir yönüyle güzelliklere, ahlaka, erdeme kapı aralayışımızdır; bir yönüyle de Allah’tan ve O’nun rızasından    başka    her    şeyden    yüz  çevirebileceğimizin sembolüdür. Kıyamımız, her gün bizim için bir istikamet, bir doğruluk dersidir. Kıraatimiz, Cenab-ı Hak ile konuşmamız ve ahitleşmemizdir. Rükûmuz, Allah’tan başkası için eğilmeyeceğimizin göstergesidir. Bize topraktan geldiğimizi ve tevazuu öğreten secdemiz, Rabbimize en yakın olma vaktimizdir. Tahiyyatımız, Rabbimizle ve bütün müminlerle bir esenlik ve barış oturumumuzdur. Selamımız, namazımızda taşıdığımız ruhu, âdâbı, erkânı hayatımıza taşıma irademizdir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Namaz, tanıştıran, yakınlaştıran, kaynaştıran bir nimettir. Namaz, genç ile yaşlıyı, zengin ile fakiri, güçlü ile zayıfı, siyah ile beyazı aynı inanç, aynı amaç, aynı idealde buluşturan muazzam bir birlikteliktir.

Namaz, huzurdur; Rabbimizin sayısız nimetlerine şükretmenin verdiği bir sükunettir; türlü meşgale ve hengâmelerle daralan zihinlerimize, gönüllerimize bir  şifadır.

Ve namaz, müjdedir; dünyadaki geçici ihsanların kat be katının, Rabbini terk etmeyen, O’nun sevgisinden vazgeçmeyenler için ebediyen hazırlandığını haber verir.

Kardeşlerim!

İslam’ın beş temel esasından biridir namaz. Unutulmamalıdır ki, dinimizin bizlerden istediği namaz, şekle indirgenmemiş, ruhu yok edilmemiş namazlardır.

Bugün namaz konusunda bize düşen en büyük görev, namazlarımızı samimiyetten mahrum, süresi kısalmış, son ana kadar ertelenmiş, etkisini yitirmiş, solgun namazlara dönüştürmemektir. Namazlarımızın, merhametimizi artırması, bizi örnek bir insan yapması ve ahlakımıza ahlak katması için gayret göstermektir.

Kıymetli Kardeşlerim!

Hutbemi şu dua ile bitirmek istiyorum:

Allahım! Bizi ve aile fertlerimizi namazı hakkıyla eda edenlerden eyle!

Rabbimiz! Bizleri namazlarını ihlas, huşu ve samimiyetle kılanlardan eyle!

Allahım! Namazlarımızı bizler için her türlü süfli arzu ve isteklerimizden arınma ve ebedi kurtuluş vesilesi eyle!

 

1 Ankebût, 29/45.

2 Müslim, Mesâcid, 283.

3 Müslim, Tahâret, 14.

Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu