HutbelerManşetÖzel Bölüm

Mü’min ve Fedakârlık

 Muhterem Cemaat!

Bizler müminleri kardeş ilan eden bir dinin mensuplarıyız. Bu kardeşliğin bize lütfettiği ilahi ikramlardan birisi de fedakârlık duygusudur.

Fedakârlık, insanlık adına ve yalnızca Allah rızası için gerektiğinde menfaatlerimizden vazgeçebilmek ve zahmetlere göğüs gerebilmektir. İslam tarihinde inançları uğruna dünyaya ait her şeylerini geride bırakarak hicret eden Mekkeli Muhacirlerin ve onlara kucak açan Medineli Ensar’ın kardeşliği, bunun en güzel örneğidir. Yüce Allah bu tarihi fedakârlığı şöyle övmektedir: “Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine iman yerleştirilmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verdiklerinden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler.”[1]

Değerli Müminler!

“Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile din kardeşlerini kendilerine tercih etme” şuuru, bugün muhtaç olduğumuz en önemli ahlaki meziyetlerimizdendir. Elbette her birimizin belli ölçülerde bir takım maddi sıkıntıları vardır. Ancak sıkıntısı çok daha acil ve önemli olan bir din kardeşimizin ihtiyacını öne almak, büyük bir fedakârlık örneğidir. Aynı şekilde bütün iyi niyetine ve gayretine rağmen borcunu ödemekte zorluk çekenlere mühlet tanımak ya da borcun bir kısmından veya tamamından vazgeçebilmek, Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle hayırlı bir davranıştır.[2]Sevgili Peygamberimiz (sav) bu feragat ve fedakârlıklarına karşılık hamiyetperver, halden anlayan müminleri şöyle müjdelemektedir. “Kim bir Müslüman’ın bir sıkıntısını giderirse Allah da onun kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir.” [3]

Fedakârlık gerektiren başka bir husus da, alış- verişlerimizde göstereceğimiz kolaylıktır. Alışveriş esnasında ve sonrasında müsamahalı olmak faziletli bir ameldir. Peygamberimiz (sav): “Satarken, satın alırken, borcunu öderken cömert ve kolaylaştırıcı davranan kimseye Allah rahmetini bol kılsın”[4] buyurmaktadır.

Aziz Cemaat!

İslam sadece maddi alanda değil, hislerimizi tahrik eden olumsuzluklar karşısında da bizden fedakârlık beklemektedir. Beşer olmamız hasebiyle zaman zaman tartışmanın dozunu kaçırabiliriz. Böyle bir durum karşısında haklı olsak dahi ferdî ve içtimai huzur ve mutluluğumuz adına tartışma ve mücadeleden vazgeçmek büyük bir erdemdir. Yüce Allah bir ayeti kerime’de: “Sen af yolunu tut, iyiliği emret cahillerden yüz çevir”[5] buyururken, Sevgili Peygamberimiz (sav): de “Uğradığı haksızlığa sabredenin Allah şerefini artırır”[6] buyurarak Müslümanların intikam peşinde koşmamalarını tavsiye etmektedir.

 

Muhterem Kardeşlerim!

Hürriyet ve bağımsızlığını en zor şartlar altında savunmaktan kaçınmayan milletimizin istiklal savaşında sergilediği birlik ve beraberlik ruhu hepimizin malumudur. Bu kutlu mücadelenin başarı ile sonuçlanması ve Cumhuriyetimizin kurulmasında emeği geçen herkesi rahmet ve minnetle anıyoruz. Biz o birlik ve beraberlik ruhunu hep canlı tuttuğumuz takdirde devletimiz ve cumhuriyetimiz yükselerek yaşayacak, milletimiz huzur içinde olacaktır. Bugünkü huzur ve mutluluğumuzda o gün canı ile malı ile fedakarca mücadele eden kahramanlarımızın katkısını unutmayalım ve onların bize bıraktığı emanete sahip çıkalım. Bayramınız kutlu olsun.

 

Alaaddin DEMİRYÜREK

Erenler Köyü Camii İ.H / ŞİLE



[1] Haşr 59 / 9

[2] Bakara 2 / 280

[3] Buhari Mezalim 3

[4] Buhârî Büyû 16

[5] Araf 7/ 199

[6] Tirmizi Zühd 17

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu