HutbelerManşetÖzel Bölüm

Kurban Bayramı

Muhterem Müslümanlar!

Kurban Bayramı günlerinde ibadet niyetiyle kesilen belirli vasıflara sahip hayvana kurban denir.

Kurban, hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır. Yüce Rabbimiz Kevser Suresi’nde “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes”[1] buyurmaktadır.

Bir başka ayet-i kerime’de de: “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O’nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık”[2] denmektedir. Efendimiz (s.a.v.) her yıl Kurban bayramı günlerinde kendisi ve ümmeti adına kurban kesmiş, hali vakti yerinde olan Müslümanların kesmesini tavsiye etmiş ve “Hali vakti yerinde olup da kurban kesmeyen kimse namazgâhımıza yaklaşmasın.”[3] buyurarak bu güzel ibadetin önemine dikkat çekmişlerdir.

Kurban kesme vakti, Kurban Bayramı namazından sonra başlamak üzere bayramın birinci, ikinci ve üçüncü günleridir. İmam-ı Şafii, dördüncü günün akşamına kadar da kesilebileceği kanaatindedir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Kurban Bayramı namazı hutbesinde şöyle buyurmuştur. “Bugün ilk yapacağımız şey Kurban Bayramı namazını kılmak, sonra dönüp kurbanlarımızı kesmektir. Kim böyle yaparsa bizim sünnetimize uygun hareket etmiş olur.”[4]

Muhterem Cemaat!

Kurban olarak kesilecek hayvanlar koyun, keçi, sığır ve devedir. Bu hayvanların erkeği de, dişisi de kurban edilebilir. Adaklar da ancak yukarıda özellikleri belirtilen hayvanlardan olabilir.

Koyun ve keçinin bir yaşını doldurmuş olması, sığırın ise iki yaşını doldurmuş olması lazımdır. Ancak koyunlar yedi-sekiz aylık oldukları halde birer yaşındaymış gibi gösterişli olursa kurban edilebilir. Küçükbaş hayvanı ancak bir kişi keser. Fakat büyükbaş hayvanı yediyi geçmemek şartıyla birden fazla kişi ortak olarak kesebilir. Bu durumda ortak olan her bir hissedarın niyetinin ibadet kastı olması lazımdır.

Kurbanlık hayvanların sağlıklı, semiz ve gösterişli olmalarına dikkat edilmelidir. İki yahut bir gözü kör, dişlerinin çoğu düşmüş, kulakları kesilmiş, kuyruğunun yarısından fazlası kopuk, memelerinin başları kesik, kulakları ya da kuyruğu bulunmayan hayvanlardan kurban olmaz.

Kurban etinin bir kısmının fakirlere, bir kısmının eşe dosta ve bir kısmının da eve, aileye ayrılması en uygun dağıtım şeklidir. Böylece kurban kesen kişi Allah’ın emrini ifa ederken, aynı zamanda hem ailesini, hem akraba çevresini ve hem de muhtaçları sevindirmiş olur.

Aziz Kardeşlerim!

Bütün ibadetlerde olduğu gibi kurban kesmede de ihlâs ve samimiyet esastır. Kurban sadece Allah’ın rızasını kazanmak için kesilmelidir. Bu konu ile ilgili Hac Suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır.” Mali ibadetlerimizden biri olan kurban, Allah’ın bizlere lütfetmiş olduğu nimetlere karşı bir şükür ifadesidir. Nitekim İbrahim Suresi’nin 7. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Eğer şükrederseniz, kesinlikle nimetlerimi artırırım. Şayet nankörlük ederseniz, azabım çok şiddetlidir.”

Değerli Mü’minler!

Bu önemli ibadeti ifa ederken gerekli sağlık kurallarına riayet etmeli, çevreyi kirletmemeye özen göstermeli, kurban keserken hayvana eziyet etmekten kaçınmalı, ibadetin nezahetine ve letafetine zarar verecek her türlü davranıştan uzak durmalıyız. Rabbimiz kurbanımızı kurbiyetine vesile eylesin.

  

İsa GÜRLER

Gaziosmanpaşa Müftüsü


[1] Kevser, 108/2

[2] Hac, 22/34

[3] İbni Mace, Edahî, 2

[4] Buharî Edahi, 1

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu