Dua ve Adabı

Değerli mü’minler! 

Dua zaman zaman ihlâs ve samimiyetle ihtiyaç ve dileklerimizi yüce rabbimize arz ettiğimiz bir ümit ve huzur kapısıdır. Allah c.c çeşitli ayet-i kerimelerde bizlere kendisine dua etmemizi emretmiş ve bir ayet-i kerimede: “Bana dua edin duanıza cevap vereyim”[1] buyurmuştur. Bir başka ayet-i kerimede de: “ De ki, duanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin”[2] beyanı ile dualarımızın kendi katında ne kadar kıymetli olduğunu ifade buyurmuştur.  Sevgili peygamberimiz de: “Dua ibadetin özüdür”[3] ifadeleriyle dualarımızın ibadetlerimizdeki yerinin önemine işaret etmiştir.

Sıkıntı ve darlık zamanında duasının kabul olmasını isteyen kişi bolluk ve rahatlık zamanında çokça dua etmeyi ihmal etmemelidir.

 

Değerli Mü’minler!

Çeşitli kaynaklarda duanın adab ve erkânına dair bazı hususlar zikredilmiştir. Buna göre dua ederken kıbleye dönmek, elleri semaya kaldırmak, Allaha hamd ve sena etmek, peygamberimize salat’ü selam getirmek sonra dilek ve ihtiyacımızı arz etmek tavsiye edilir. Allah Resulünün isteklerini bazen üç defa tekrar ettiği olurdu. Niyaz kapısı her zaman açık olmakla beraber gecenin son kısmında ve namazların peşinden yapılan dualar kabule en yakın dualardır. Secde halinde yapılan dua da kabule layık görülmüştür. Çünkü kulun, Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. Dua ederken sesi yükseltmeden; yakarma edası içinde olunmalıdır. Nitekim Cenab-ı Hak ayet-i kerimde: “Rabbinize alçak gönüllüce ve için için dua edin”[4] buyurmaktadır.

 

Değerli kardeşlerim!

Mü’minler birbirlerinden hayır dua isterler. Peygamberimiz s.a.v Hz. Ömer’i umreye uğurlarken “Kardeşim dualarında bizi de unutma”[5] buyurmuştur. Başka bir hadisi şerifte “Bir Müslüman’ın, bir din kardeşine gıyabında yaptığı dua kabul olunur. O dua ederken başında bir melek bulunur ve duasına ‘amin’ der ve ‘Rabbim sana da aynısını versin’ diye ilave eder”[6] buyurmaktadır. Hadis-i şeriflerden beyan olunduğuna göre üç kişinin duasının kabul edilme ihtimali çok büyüktür. Bunların kabulünde asla şüphe yoktur: ebeveynin evladına duası, yolcunun duası, bir de mazlumun duası.[7]  Diğer taraftan anne ve babalar hiçbir zaman çocuklarına bedduada bulunmamalıdırlar. Çünkü Peygamberimizin bildirdiğine göre bu beddua duaların kabul anına rastlaması durumunda müstecab olur da sonra üzülürler.

 

Değerli Mü’minler!

Dualarımızı ümit ve huşu içinde yapalım. En yüce kapıya iltica ettiğimizin idrakinde olalım. O kapıdan başka sığınılacak yer; Yüce Mevladan gayri yalvarılacak makam olmadığını bilelim.  Dua kul için en yüce makam Rabbimiz için de en sevimli ibadettir. Bu kapıda ümit ile bekleyen bir gönüle sahip olalım. İbadet aşkıyla Allaha dua edelim. Kabul edileceğine yürekten inanalım. Zira Peygamberimiz s.a.v şöyle buyurmaktadır: Rabbimiz Haya sahibi ve Kerimdir; bir kul elini açıp istediğinde onu boş çevirmekten haya eder.[8] Ne kadar günah yüklü olsak da Allahın af ve mağfiretinin daha engin ve zengin olduğunu unutmayalım. Özellikle içinde bulunduğumuz şu mübarek ayları duasız geçirmeyelim. Allah duaları müstecab olan kullarından eylesin.

Mehmet TOK

Köşeli Camii İmam-Hatibi

Zeytinburnu



[1] Mü’min suresi, 40/60
[2] Furkan Suresi, 25/77
[3] İbni Mace,Dua, 1
[4] ArafSuresi, 7/55
[5] Tirmizi, Deavat, 109
[6] Ebu Davud, Vitr, 29
[7] Tirmizi, Deavat, 128, birr, 7
[8] Ebu Davud, Vitr, 23
Exit mobile version