HutbelerManşetÖzel Bölüm

Berata Ulaşabilmek

Kardeşlerim!

Bizleri Berat Kandiline, kurtuluş vesilesine ve yeniden diriliş vaktine eriştiren Yüce Rabbimize sonsuz hamd-ü senalar olsun. Hep birlikte 23 Haziran Pazarı Pazartesiye bağlayan gece Berat kandilini idrak edecek olmanın heyecan ve mutluluğunu gönlümüzün derinliklerine kadar yaşayacağız. Berat Kandili, pek çok güzelliğin yaşandığı, rahmet ve bağışlanma mevsimi Ramazan-ı şerife bir adım daha yaklaştığımızın habercisidir.

Değerli Kardeşlerim!

Berat gecesi, bizlere Rabbimizin affediciliğine sığınmayı, kendimize, ailemize, kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı onarıcı ve bağışlayıcı olmayı öğretir. Zira Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Yaratan’ın affına erebilmek için yaratılanı affetme günüdür. Bütün bunlara riayet ettiğimizde Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza ulaşacağımız kutlu bir gece olacaktır.

Kıymetli Kardeşlerim!

Mevlâmızın affı olmadan arınmak, merhameti olmadan kurtuluşa ermek mümkün müdür? Öyleyse geliniz, Rabbimizin şu ayetinde belirttiği sonsuz merhametine ve affına sığınarak Berat gecesinde gönülden tövbe edelim, af dileyelim: “Sizden kim cahillikle bir kabahat işler de sonra peşinden tövbe eder, kendini düzeltirse (bilmiş olun ki) O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.”1

Aziz Kardeşlerim!

Bu gecede yapılacak ibadetin, duanın ve akıtılacak gözyaşının bizleri günahlardan temizleyeceğini ve affedilmemize vesile olacağını bakın Allah Rasulü (s.a.s) ne de güzel ifade etmiştir: “Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ (keyfiyetini bilemediğimiz bir halde) en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar: ‘Bağışlanma dileyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu?  Ona rızık vereyim. Musibete uğrayan yok mu ona  afiyet vereyim…’ buyurur.”2

Kardeşlerim!

İçinde bulunduğumuz şu mübarek berat ikliminde sizleri beratımıza vesile olacak güzel bir hayra davet etmek istiyorum. Gönül coğrafyamızın Balkanlar’daki en önemli ülkelerinden birisi Arnavutluk’tur. Bildiğiniz gibi Arnavutlar, Kosova’nın fethinden beri 600 yılı aşkın bir süredir bizimle ortak değerleri, ortak târih ve kültürü paylaşan kardeşlerimizdir. Ortak tarihimiz boyunca içlerinden yüzlerce ilim, fikir ve devlet adamı, şâir ve sanatkâr yetişmiştir. Geçtiğimiz yüzyılda Arnavutluk halkı çok büyük
zulüm gördü, sıkıntılar çekti. Bütün câmiler ve mâbedler yıkıldı, çocuklara Müslüman adlar konulması ve erkek çocukların sünnet edilmesi gibi her türlü dinî motif yasaklandı. Müftüler, imamlar ve hocalar ateizmi itiraf ve ilana zorlandı, kabul etmeyenler hapishanelerde çürütüldü. Bütün bunlara rağmen gelinen noktada Arnavutluk bugün, üç milyonu aşkın nüfusunun % 70’i Müslüman bir ülkedir. 1990’dan sonra oluşan hürriyet ortamında Hristiyanlar, Başkent Tiran’da büyük katedraller ve
kiliseler yaptılar. Müslümanların ise başkentteki tek mâbedi 200 metrekarelik Ethem Bey camiinden ibârettir. Halk Cuma ve bayram namazlarını cadde ve sokaklarda kılmaktadır. Bu nedenle şehrin merkezinde ulu bir mabede ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın karşılanması görevini Diyanet İşleri Başkanlığımız üstlenmiştir. Bugün Türkiye genelinde ve câmimizde bu maksatla yardım toplanacaktır. 600 yıllık kardeşliğimizin bir nişanesi ve bir vefâ sembolü olacak bu ulu mâbede siz hamiyetperver kardeşlerimizin gerekli katkıyı yapacağınıza inancımız tamdır. Yapacağınız bu yardımın sizlerin beratına, ülkemizin izzet ve itibarının yükselişine vesile olmasını ve sadaka-i câriye olarak ilâhî kayda geçmesini Rabbimden diliyorum.
Kardeşlerim!

Bu duygu ve düşüncelerle başta aziz milletimiz, gönül coğrafyamızdaki kardeşlerimiz olmak üzere tüm İslâm âleminin Berat Kandilini tebrik ediyorum. Bu mübarek gecenin, gönüllerimizin birleşmesi, kardeşliğimizin pekişmesi, kin, nefret, öfke ve dünyevileşme gibi beratımızın önündeki engellerin kaldırılmasına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum. Rabbimiz, birbirini gerçekten seven kardeşler olarak, birlik-beraberlik, barış, huzur ve güven içerisinde, arınmış gönüllerle Ramazan-ı şerife girmeyi nasip eylesin.

1 En’âm 6/54.
2 İbn Mâce, İkâmetü’s-salavât, 191.
Hazırlayan: Diyanet İşleri Başkanlığı

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu